Konyalı siyasetçiden sert eleştiri: 'Emekliye, asgari ücretliye maaş değil adeta harçlık veriliyor'
Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, partisinin Mayıs ayı İl Divan Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik tabloya sert eleştiriler yöneltti. Demirel, özellikle emekliler, asgari ücretliler ve genç işsizler üzerinden iktidarın ekonomi politikalarını hedef aldı.
Demirel, konuşmasında AK Parti iktidarının uzun süredir yönetimde olmasına rağmen hâlâ sorunların çözümü konusunda sorumluluktan kaçtığını belirtti. “AK Parti 23 yıldır iktidarda ama hâlâ muhalefette gibi davranıyor. Emekliye, asgari ücretliye maaş değil adeta harçlık veriliyor” diyen Demirel, yaşam maliyetlerinin karşısında vatandaşın çaresiz bırakıldığını söyledi.
“AÇLIK SINIRI 24 BİN, EMEKLİ MAAŞI 15 BİN LİRA”
Demirel, güncel ekonomik göstergelere de dikkat çekerek, açlık ve yoksulluk sınırları ile maaşlar arasındaki uçurumu vurguladı:
“Açlık sınırı 24 bin lirayı geçmişken, emekliler 15 bin lirayla yaşam mücadelesi veriyor. Oysa en düşük ücretin yoksulluk sınırı olan 70-75 bin lira seviyesinde olması gerekir. Halkımız sistemli bir şekilde fakirleştiriliyor.”
İŞSİZLİK VE GENÇ NÜFUSUN UMUTSUZLUĞU
Nisan 2025 verilerine göre işsizlik oranının %8.6’ya yükseldiğine dikkat çeken Demirel, bu oranın ötesinde görünmeyen bir işsizlik sorunu olduğuna işaret etti. TÜİK verilerine göre 3 milyon 63 bin kişi işsiz görünse de, evde oturan genç nüfusun 5 milyon olduğunu hatırlatan Demirel, “Bu fark ne? Devletimiz bu insanları işsizden saymıyor mu? Geleceğinden umudunu kesmiş bu gençler kaderine mi terk edildi?” sorularını yöneltti. “Biz şeffaf, doğru, gerçekçi veriler istiyoruz!” diye konuştu.
“FIRSAT EŞİTLİĞİ KÂĞIT ÜZERİNDE KALDI”
Demirel, ekonomik adaletsizliğin yalnızca gelirlerde değil, temel kamu hizmetlerinde de hissedildiğini belirtti. Eğitimde ve sağlıkta fırsat eşitliğinin ortadan kalktığını ifade eden Demirel şöyle konuştu: “Anayasamızda ‘her vatandaş fırsat eşitliğine sahiptir’ deniyor. Ama eğitimde bu eşitliği görebiliyor muyuz? Geliri düşük bir ailenin çocuğu devlet okuluna gitmek zorunda. Özel okullar, özel kurslar derken çocuklar arasında büyük bir uçurum oluşuyor. Bu adalet midir?”